top of page
Search

Ruhun İki Yönü: Ay Düğümleri

Ay düğümleri, en anlaşılır ifadesiyle; kişinin yaşam yolculuğunda bir şeye ulaşabilmek için bir şeyden kurtulması, özgürleşmesi gerektiğine işaret ederler. Ruhun iki yönünü ve ruhu yapılandıran ikililiği anlatırlar. Bütün hikaye, bu iki nokta arasındaki dengeyi sağlamaktan geçer. Kuzey Ay Düğümü, bu yaşamda ilerleyeceğimiz yönü, misyonu, öğretileri ifade edeken; daha iyiye doğru ruhun çıkışını anlatmaktadır. Güney Ay Düğümü ise, geçmiş yaşamların bilgisini taşıyan bir bohça misali, karmayı, düşüşleri, geride bırakılması gereken deneyimleri, olayları, duruşları kapsamaktadır. Ruhun yolculuğunda, bedenlenilmemiş enkarnasyonları Kuzey Ay Düğümü taşırken, bedenlenilmiş olan enkarnasyonların bilgisini de Güney Ay Düğümü taşımaktadır. O sebeple; ikisinin birbiriyle olan ilişkisi, dengesi ve aralarındaki bağlantı, tekamül için çok büyük anlam taşımaktadır.


18 Ocak 2022’de yazdığım yazıda; Ay Düğümleri’nin Boğa-Akrep aksına geçişini anlatmıştım ve Boğa burcundaki seyrini şu şekilde ifade etmiştim; “Kuzey Ay Düğümü Boğa’dan geçerken, sabrı deneyimleyeceğiz, harekette olmanın, küçük dahi olsa adım adım ilerlemenin önemini kavrayacağız, sınırlarımızla, özdeğer ve kişisel değerlerimizle sınanacağız, daha hücresel seviyedeki şifalanmaları deneyimleyeceğiz (sanki maddede hiçbir şey olmuyormuş hissi çok olacak), Dünya Ana ile daha güçlü ve etkin bağlar kurarken, şükrü ve yeterliliği hissetmeyi öğreneceğiz. Alacağımız daha yüksek seviyeli öğretileri deneyimlerken bırakmamız gereken alanlar titreşecek.” Her ne olyorsa yaşamda, olması gerektiği için oluyor; başımıza ne geliyorsa biz ektiğimiz için geliyor. Herbirimiz hakedişlerimizi er ya da geç alıyoruz. Ama mutlaka alıyoruz. Ruhun yolculuğunda Boğa; kötü olanın veya haksızlığın veya hataların ilahi sistemden değil de insanın kurduğu düzenden kaynaklı olduğunun idrakına vardığı yerdedir. Çünkü hiçbir insani sistem veya adalet işlemese de; ilahi nizamda her şey olması gerektiği gibi oluyor. Er ya da geç. İlahi adalet tecelli ediyor. Boğa-Akrep aksından Koç-Terazi aksına devam edecek olan Ay Düğümleri, yeniden başlangıcın, birliğin, benliğin, ilişkilerin ve tüm insan tarafından kurulmuş toplumsal düzendeki adalet temalarına dokunacak.


Bugün, bu seyahatin (Boğa-Akrep) sonlarına yaklaşırken; Aydüğümleri tam 3derecelik konumdalar. 3 derece Aydüğümleri’nin yüceldiği derecedir. Boğa Burcu; Toprak Ana’yı, yaşamı, varoluşu simgelerken; Akrep ise; yeraltını, ölümü, yokoluşu simgelemektedir. Enerjilerinin en yüksek olduğu derecedeki konumlarında; diğer gezegenlerle yaptıkları zorlu ve destekleyici açılar elbette var; ancak o detaylara bu yazıda değinmeyeceğim. Kısaca demek istediğim; ruhun yolculuğunda kadersel oluşları ve ölüşleri deneyimleyeceğimiz derin manalarla yaşama katılacağımız bir zaman dilimi ve dönüm noktasındayız, tüm dünyada. Akrep’teki Güney Ay Düğümü; artık hayat vaad etmeyen, canlılığını kaybetmiş, vazgeçilmesi, bırakılması gerekenleri çok daha net gösterirken; bıraktıkça hafiflediğimizi hissettiğimiz; bu yaşama ne amaçla geldiğimize dair işaretleri yolda görmeye başladığımız ve kalpte eş-titreşecek anlar deneyimlediğimiz yolculuğun tadına varmaya başlayacağız. Çünkü Ay da, 3derece Boğa’da yücelir; Akrep’in yeraltı dünyasından, ölümden yaşama yükselen ruhun ifadesidir bu derece. Ve Akrep...Ruhun aradığı eksik parçanın kendi kalbinde olduğunu, çok uzakta aramamasını, kendi içinde yüzleştiği ve ölümü deneyimlediği yerdedir. Benliğe; tutkuyla, bedenlerde aranan tamamlanma duygusunun, bedenötesi olduğunu ve öldürmesi gereken maddeyi hatırlatmaktadır.


Hiç kolay değil, ve hatta çok zor. Ama yol bitmiyor; ruh hiç durmadan evrilmeye, deneyimlemeye, ve büyüyerek yolculuğuna devam ediyor. Acılarla ve ıstırapla büyüyor, ama hep iyileşiyor ve devam ediyor.


Dünyalar, ülkeler, şehirler, mekanlar, bedenler değişiyor ama ruh hep devam ediyor...Beden geçici olandır, bu dünyadaki yaşama aittir ve o son bulur, ama ruh sonsuzdur.

 
 
 

Comments


bottom of page