top of page
Search

18.01.2022: Kadersel Döngüler >> Boğa-Akrep Aksında

Öncelikle, gökyüzü olayları üzerine zaman zaman yazı yazıyor olmamdan, fikir ortaya koymamdan veya bilgi paylaşıyor olmamdan astrolog olduğum anlaşılmasın. Evet hem Çin astrolojisi hem de temel batı astrolojisi eğitimleri aldım ve birçok kaynağı incelemeye, bilgiye ulaşmaya devam ediyorum. Ancak yaşama daha geniş bakmak, hayatı okumak ve olan olaylarla, insan ve yeryüzüyle ilişkili olarak gökyüzünü anlamlandırmak için astrolojiyi araç olarak kullanıyorum. O sebeple; astrolojiyi her zaman sembollerle, arketiplerle desteklemeye ve mitoloji bağlamında ele almaya çabalıyorum. Niyetim ahkam kesmek değil; kendimi tanıma yolculuğumda, yoldaki bilgilerden başkaları da faydalansın istiyorum. Çünkü benim Güneş’im Balık burcunda. Ego temsili Güneş, Alçakgönüllü BAlık burcunda pek rahat etmez, kendini çok gösteremediğinden dolayı. İşte bendeki durum da benzer. Ben faydalı bir bilgiye ulaştıysam, belki bilmeyenler vardır onlar da öğrenip faydalansın, istiyorum. Egom, orada “Kendine sakla bu bilgiyi.” diyemiyor ne yazık ki. Hatta arkadaş evim Terazi olduğundan dolayı; bütün arkadaşlarım faydalansın bu öğrendiklerimden, şeklinde bir mizacım var. Merkür’m de Balık’ta olduğundan; bu paylaşım hali, bilgi, yazı, iletişim ve haberleşme alanımda bir dürtü şeklinde sürekli çalışıyor. Kısaca; ben bir bilgiye ulaşmışsam, bunu biraz da mistik bir dille (Merkür ile Fomalhaut sabit yıldızı kavuşumda) anlatmazsam rahat edemem. Astroloji, mitoloji ve arketiplere ek olarak, bir yandan da rehberlik kartlarımdan da destek alarak ortaya harmanladığım bir hikaye çıkarmaya çalışıyorum. İşte bugünkü yazım da, aynen bu şekilde biçimlendi.

ree

Bugün, 18 Ocak 2022, çok fazla olayı içinde barındıran bir gün. Merkür ve Venüs gezegenleri retroda, Uranüs retrodan çıkıyor. Aydüğümleri Yay-İkizler aksından, Boğa-Akrep aksına geçiyor ki; hem elementler değişiyor hem konuların teması. Günün numerolojik sayısı 7; her anlamda yola çıkmayı, yeni bir yolu ifade ediyor; bir diğer anlatımıyla konfor alanından çıkarıldık. Kendi isteğiyle çıkanlar için yol çoktan ilerledi ama direnenler de çıkarıldılar. Diğer taraftan; Yengeç’te Dolunay var; Ay-Güneş sabah karşı tam karşıt pozisyondaydı. Zaten Plüton Güneş ile sıcacık kavuşumunda, yani Plütonik bir Dolunay. Her anlamda bir çözülme, yıkım, dönüşüm, değişim zorunlu görünüyor. Kaçacak yer de yok. Ben değişmem, diyerek saklanacak köşeler de kalmadı, her şey apaçık ortada. SOBEEE...


Doğum haritası analizlerinde verdiğim rehberliği, özellikle Ay Düğümleri, Ay-Güneş ilişkisi, doğum öncesi ve sonrası tutulmaların etkisi ve doğum anındaki retro gezegenlerin taşıdığı geçmiş yaşam bilgisi üzerine yorumluyorum. Bu yaşama neyi bilerek, neyi öğrenmeye geldik sorusunun cevabını bulmaya çalışıyoruz hepimiz. Ay düğümleri de haritamızda, bize bu bilginin ipuçlarını veriyor.


ree

Ay Düğümleri, herhangi bir gökcismi değildir. Ay’ın Dünya çevresindeki yörüngesinin, Dünya’nın Güneş çevresindeki yörüngesi ile kesişmesi sonucu oluşan noktalardır. Kuzey Düğümü, yükselen; Güney Düğümü alçalan düğüm olup, her zaman birbirlerine 180 derecelik açı ile tam karşıt durmaktadırlar. Doğum haritalarındaki Güney Düğümü, karakterin geçmiş yaşamlarda, vurgulanmış, ön plana çıkmış ve artık bu yaşamda geride durarak ve kişiyi besleyerek tekamülünde yolunu bulmasına, dengeye ulaşmasına hizmet eden bilgileri taşımaktadır. Geçmişin bilgisi ve deneyiminden, geleceğin adımlarına dengeli biçimde yürümek, kişiye yaşamın yararına işleyen bir etki sağlayacaktır. Ay Düğümleri’nin bilgisine sahip olmak, kişiye kendisinin bu enkarnasyonda sahip olduğu tüm potansiyelleri ve bu yaşamda öğreneceği durumların bilgisini sunmakta ve bu sahip olunan bilgi manevi bir zenginlik kazandırmaktadır.


Bugün ne oluyor? Kuzey Ay Düğümü Boğa burcuna, Güney Ay Düğümü de Akrep burcuna geçiş yapıyor. Yepyeni bir dönem başlıyor. Yaklaşık 1.5 sene sürecek olan bu süreçte; maddi konular ve maneviyat arasında çekişmeye, kendi içimizdeki madde dünyamızla derin maneviyatımız arasında kutuplaşmaya; yaşantımızda maddi kaynaklara, güvenceye, huzur ve sağlamlık ihtiyacına yönelirken, maddeye bakışımızın manevi ve ruhsal olana dönüşmesi, güvenli alanlarımızın çözülerek yıkılmasına şahit olacağımız zamanlara giriyoruz. Madde dünyada, manevi arayışların içinde bulunabileceğimiz bir döneme de giriyoruz. Boğa burcu, Dünyamızın burcudur. Toprak Ana’nın burcudur. Dolayısıyla bu süreçte, Doğa Ana ile olan bağlantılarımızın artık kaynakları tüketmekten ve maddi güvence elde etmekten ziyade, onun kaynaklarındaki besleyici enerjiyi, şifayı ve daha ruhsal olan tarafını keşfedeceğimiz bir yola çıkıyoruz. Doğa Ana’ya uyumlanacağımız, onun doğal titreşimlerindeki, özündeki şifacının mana alemini keşfedeceğimiz bir döngü başlıyor.


Kuzey Ay Düğümü Boğa’dan geçerken, sabrı deneyimleyeceğiz, harekette olmanın, küçük dahi olsa adım adım ilerlemenin önemini kavrayacağız, sınırlarımızla, özdeğer ve kişisel değerlerimizle sınanacağız, daha hücresel seviyedeki şifalanmaları deneyimleyeceğiz (sanki maddede hiçbir şey olmuyormuş hissi çok olacak), Dünya Ana ile daha güçlü ve etkin bağlar kurarken, şükrü ve yeterliliği hissetmeyi öğreneceğiz. Alacağımız daha yüksek seviyeli öğretileri deneyimlerken bırakmamız gereken alanlar titreşecek. Adam sen de’cilik, vurdumduymazlık, bana dokunmayan yılan bin yaşasın’cılık, ben yaptım o yapmadı’cılık, o ne yapmış ben de yapayım’cılık, onda olmasın bende olsun’culuk, komşu yapmadı ben de yapmam’cılık dönemi bitti. Hepimiz artık kendi yaptığımızdan sorumluyuz ve kendi yaptıklarımızla kendi yolumuzda adım atacağız. Başkasının yolundan gitmek, başkalarını sorgusuzca takip etmek, yoldan çıkarılmaları görmezden gelmek gibi zaafları, zayıflıkları, umursamazlıkları veya sorumsuzlukları telafi edecek zamanlar bitti. Bu varoluşun, insanlığın, doğanın kurtuluşu ve sürdürülebilirliği bireysel çabamızla ve birlik bilincine varmakla mümkün olacak. “Tut elimden çek beni, ben de seni bir gün görürüm.” devri sona erdi.


Boğa’nın sabit bir toprak burcu olması, bu farkındalığı ve adım atmayı güçleştirse de, artık kalıplar çökmeye ve çözülmeye başlayacak. Güvenlik, sadakat, korunma, güven konularında çöküşler veya çözülmeler yaşanabilecek. Bir yandan, derinlerdeki şifalanmak isteyen tutunduklarımız, tutkularımız, bilinçdışı davranış kalıplarımız, kendi içimize bakmak durumunda kaldığımız çözülmeler de, iyileşmeler de paralelde olacak.

ree

Akrep bir su burcu olup Boğa da toprak burcudur. Güney Ay Düğümü’nün Akrep’te olması; sudan gelip toprağa çıkma sembolizmiyle Tarot’un Büyük Arkana destesindeki 18.kartı olan Ay kartını hatırlatıyor. Sudan, kabuğunu değiştirerek çıkan bir ıstakoz, karaya doğru çıkmaktadır ve önünde upuzun yeni bir yol görülmektedir. Her iki yanında, kurt ve köpek beklemektedir ve gökyüzünde Ayın tüm evreleri ve yıldızlar vardır. Tuzakları, sınanmaları, yoldan çıkışları, büyümeyi, şifalanmayı, dönüşümü, en derin korkuları, ve gizemde kalanları işaret etmektedir. Bir noktada bize; kendinden bile sakladığın, gizemde tuttuğun ne var sorusunu sorar. İşte Akrep bu soruyu sorup bizi sarsarken, Boğa da güvenli zemini, kendi içimizde nasıl bulabileceğimizin rehberliğini yapacak.


Burç ve ev bazında yorumlara girmeden 1.5 senelik süreci anlatmaya çalıştım. Ayrıca, bu senenin Güneş ve Ay tutulmaları da bu aksta olacak. Tutulmalarda açığa çıkan enerji, bu değişim ve dönüşümleri destekleyecek şekilde işleyecek. Sizlerin yaşamında hangi ev konularında tetik yaratacağını öğrenmek için, haritanızın analizi için güvendiğiniz kişilerden danışmanlık almanızı öneririm. Çünkü artık kendimizi keşfetmenin en kıymetli zamanlarındayız ve doğum tarihimizle birlikte bu yaşama dair taşıdığımız ipuçlarını öğrenip, bunları faydaya çevirecek rehberliği almamak yazık olur diye düşünüyorum. 2022’nin tutulma tarihlerini de paylaşarak yazıyı tamamlamak istiyorum.


30 Nisan: Boğa’da Parçalı Güneş Tutulması

16 Mayıs: Akrep’te Kanlı Ay Tutulması

25 Ekim: Akrep’te Parçalı Güneş Tutulması

8 Kasım: Boğa’da Tam Ay Tutulması


ree

Son olarak, yaralarımızı iyileştirebileceğimiz çatlakları örtmek yerine, en derinine kadar şifalanması için ışığın girmesine izin vermeliyiz. Boğa’da ilerleyen ay düğümü ile, hepimiz kendi değerlerimizle temas etmeliyiz. Gerçek olan özümüzle yüzleşmeliyiz. Kusurların örtülmesi onları ne yok eder, ne de iyileştirir; görmezden gelemeyiz ve artık saklayamayız. Kendi içimizdeki gücü, faydalı, ışıklı olan ve şifacı yanımızı keşfetmeliyiz; kendimizin ne istediğinin farkında olmalıyız, ve bu istediğimiz şey için gerçek olan ve anlamlı olana uyumlanmalıyız. Bunun için en büyük rehberimiz ise Doğa Ana’dır. Onun enerjisiyle, sunduğu şifa ile uyumlanmak iyi bir başlangıç olacaktır.


Herkese iyi yolculuklar...

 
 
 

Comments


bottom of page