top of page
Search

İki Tutulma Arası Retro Yazısı

10 Haziran günü, bir Güneş tutulması yaşanacak. Hesaplamalı ve detaylı gezegen bilgisi vermeden biraz daha sezgisel açıdan alandaki enerjiyi okuyup yorumlamaya çalışıyorum. Tarot kartlarından bu okuma için destek aldım ve üzerine, tutulmanın astrolojik haritasına baktığımda yine mükemmel bir uyum ve bilgilerin yerine oturduğunu gördüm. Bu Güneş tutulmasının ana teması, mahkeme, muhakeme, yeni bir döngünün tetiklenmesi ve uyanış. Alt teması ise; ne ekersen onu biçersin. Kısaca; “hesaplarını kapa, sonra otur meyveni ye.” Herkesin meyvesi kendine tabii ki...

Tutulmalar çok büyük enerjilerin açığa çıktığı zamanlardır. Sevgili hocam Öner Döşer, tutulmalarla ilgili kitabında; tutulmaların dönüşüm süreçlerini beraberinde getirdiğini yazmıştır. Dünya üzerinde dengelenmeyi sağlayan kozmik regülatörler, der. Dolayısıyla bu süreçleri daha net anlamak, bize bu değişimlerden büyük bir bilinç ve farkındalıkla geçmeyi, süreci büyük bir erdemle göğüslemeyi de beraberinde getirir. Zor şartlardaki tutumlarımız sınanır. Tutulmalar değişim getirir ve mutlaka bir şey biter ve yeni bir döngü başlar. (Döşer, Ö. : Astrolojide Güneş ve Ay Tutulmaları)


Çok derin konulara girmeyeceğim ama hepimizin güney ay düğümü (önceki yaşamdan bohçamızda taşıdıklarımız) ve kuzey ay düğümü (bohçamızda neleri bu yaşamda yönlendirip kökleyeceğimiz, misyonumuz) bilgilerini, ait olduğumuz Saros ailesinden alırız. O aileler de güneş tutulmalarının tarihlerinde ortaya çıkan, reenkarne olan ejderha aileleridir. Kısaca tutulma zamanları, açılan bir diğer kapı da ejderha ailelerinin kapısıdır, diyebiliriz. Doğum tarihimizden önceki son güneş tutulması (prenatal eclipse), anne karnındayken aldığımız enerji, ki bu güney ay düğümü ile taşıdığımız enerji, doğum tarihimizden sonraki ilk güneş tutulması (postnatal eclipse) da yeryüzünde yüklendiğimiz enerjilerden ve yaşam yolumuzdaki misyonumuzdan bahseder. Bu aileler de, karmamızla yürüdüğümüz tekamül yolculuğumuzu meydana getirir. Bu hayatta en çok odaklanılacak konular, zorluklarımız (mücadele ve zor açılar her zaman dinamizm taşır ve güçlendiğimiz alanları işaret eder) veya zahmetsiz akışta olan konular (hayat güzel ama yan gelip yatmaya da gelmedik bu hayata), bilmeden bildiğimiz “şeyler”, engellerimiz, sınavlarımız, mükafatlarımız gibi bilgileri taşımaktadır.


Geçen Ay tutulması (26 Mayıs) da çok etkiliydi ve önemli bir tetik oluşturdu, ağırlıklı olarak yin yanımızla; ayla ilişkili dişil enerjimizle, mana dünyamızla, sezgisel boyutumuzla alakalı konuları ortaya döktü. Nefes almadan sıradaki Güneş tutulmasına doğru gidiyoruz. Bizler iki tutulma arasında yol alırken, aynı burçta (İkizler burcunda) Merkür de retro hareket yapıyor ve tutulma anında da Ay, Güneş, Merkür kucak kucağa. Çok eğlenceli bir kucaklaşma değil elbete. Ama çok kadersel, çok sarsıcı, çok dönüştürücü. Çünkü Güneş tutulmaları yang tarafımızla ve yaşamdaki aksiyonlarımızla alakalıdır. Kısaca yaptıklarımızla, ektiklerimizle, hasat ettiklerimizle...


Şimdi bu önümüzdeki tutulmaya şöyle bir bakış açısıyla bakalım. Geçmişteki bir zamana bir kapı açıldı ve bugünden geçen bir köprüyle gelecekte de bir kapı açılıyor. Geçmişe bakıp da neyi farkedersek, gelecek ona göre şekillenecek. Biz ise şimdi; tam da şu anda o köprünün ortasındayız. Bugünümüze, karmanın kapısı, ekilen tohumlar kapısı, kırık kalpler kapısı, tamamlanmayanlar odasının kapısı açıldı. Dava dosyalarının arasında kalmış bir haldeyiz. Tam anlamıyla bir mahkeme zamanı, muhakeme vakti. Her iki taraflı yargılama, akıl yürütme ve hüküm verme halindeyiz. Bu kapılar bu şekilde, tekrar açılmayacak, elbette telafi zamanları olacaktır; ancak bu kadar sarsıcı ve yapılandırıcı, dönüştürücü bir güç bugünlere mahsus. Geçmişteki o zaman gitme şansınız olsaydı bu defa nasıl yaşardınız, nasıl yapardınız? Biraz geri adım atıp geçmiş resmi görmek için büyük pencere de açıldı. 2020’nin son tutulmalarında çalmaya başlayan alarm için son erteleme bu tutulma. “Artık kalk”, diyor.




10 Haziran’daki tutulmada da çok kıymetli zamanlararası bir geçit açılacak. Bu enerji köprüsü, bu tekamülümüz için, yaşantımızdaki birçok konuyu temizlemek için, çok önemli bir dönem olarak, kilometre taşı olarak meydana geliyor. Fringe dizisindeki gibi, mekanlararası, boyutlararası, yaşamlararası bir tünel, köprü veya gözünüzde nasıl canlanıyorsa o şekilde bir bağlantı oluşuyor. Çarkın dişlileri döndü, döndü, döndü ve tik tak tik tak -- buum...


Yeni kararlar verme, yeni bir ilişkiye başlama, yepyeni bir yola girme, kötü karma yaratma, dedikodu yapma, iftira atma, kaynaksız bilgiye tutunma, asılsız bilgi yayma (ikizlerin gölge yanı)…Önce şu köprüdeki eşsiz zamanı bir değerlendir, eskiye bir göz at, en derindeki korkunla, kalpkırıklığınla, vazgeçtiğin hayallerinle, çocukluğunla, ilişkilerinle, verdiğin ve tutamadığın sözlerle, bırakamadıklarınla, hastalıklarınla, adım atamadığın anlarla, tüm bağımlılıklarınla, kendi hapishanenle ve ektiğin tüm o tohumlarınla (artık meyve verdi çünkü, yiyeceksin) ve yaralarınla bir yüzleş. Bak, neleri görmezden gelmiş veya gözardı etmişsin. Neler seni kaşındırıyor (alerjilerin), neler sana yük oluyor (tutulmaların, ağrıların), neler seni yolundan çıkarıyor. Kronik yaşadığın hangi konular şimdi tavan yaptı, bedeninin hangi bölgesi sinyal veriyor. Ruhun çırpınıyor, duy!!!


Retro zaten kendi başına, eski konuları önümüze sermesiyle meşhurdur. Tutulma haricinde, paralelde Satürn ve Plüton da retroda. Her şeyin bu kadar tavan yapması, dünyanın çivisi çıktı hissi, “Bu kadarı da olmaz.” dedirten olaylar, ifşalar, gizli ilişkilerin açığa çıkması, sıradışı doğa olayla...


Tüm bunlarla birlikte farklı zamanları deneyimliyoruz. Senenin başında Öküz yılı için yazdığım yazıda dediğim gibi; öküz gücünde, bizim gücümüzü sınayacak bir sene olacak 2021; oluyor da.


Iki tutulma arası benim de sözlerim bu şekilde yazılı kalsın, katkı olsun istedim. Şimdiden herkese iyi tutulmalar. Köprünün ötesinde görüşmek üzere.

 
 
 

留言


bottom of page