top of page
Search

Güneş tam tutuluyor ve diyor ki:

Bu yazıda da, senenin son güneş tutulması üzerine birkaç söz etmek üzere buluşuyoruz. Genel astrolojik bakış açılarının yanı sıra yine kart okuması üzerinden yorumlarımı paylaşmak istedim. Bire bütüne katkı sağlamasını dilerim.

Artık son düzlüğe çıkıldığından ve karanlığın en karanlık noktasından ışığı görmeye doğru gittiğimizden bahsediliyoruz. Haftanın başında da sosyal medya hesabımda paylaştığım gibi; sıfır noktasındaymış gibi bir hissin içerisinde gibiyiz. Elimiz iş tutamaz, yapacaklarımızı yapamaz veya hiç bir işe başlayamıyormuş gibi bir noktadayız. Aslında bu daha önce de dediğim; tüm yaratımın bir adım öncesinde olan o hal. Tam da o "0" noktasından sonraki adımla yaratmaya başlayacağız. Sıfır rakamının taşıdığı özelliğe bakacak olursak; aslında tüm olasılıklara açık olma halini de işaret etmektedir. Bir tetik, bir ses, bir ilham veya kıvılcımla artık ateşlenme ve harekete geçmenin başıdır. Elbette, bu belirsizlik ve bilinmezlik bir korku hali yaratmaktadır. Bilmediğimiz bir yola çıkma halinin enerjisidir bu. Şu anda da yeni yıl ve yeni dönem için kollektifte olan enerji de aslında tam da bu. Bu noktada evrenin yasalarını anlamak belki biraz ürkütücü gelebilir; ancak herşeyin bir döngüde olduğunu ve aslında kaosun bile dengesini bulmak için bir ritimde salındığını söyleyebiliriz. Buna direnmek veya karşı durmak yerine toplumsal alanda kişisel sorumluluklarımızı alarak bir olgunlaşmaya doğru ilerlemeye ihtiyacımız vardır. Bugüne kadar ekilenlerin biçildiği ve adaletin terazisinin salınarak kendi dengesini bulma çabasındaki salınımlarda, bizim de kendi terazimize bakmamız gerekmektedir. Mısır papirüslerinde resmedilen sahne gibi; kalbimiz bir tüy hafifliğinde mi?


Senenin genel enerjisi zaten ayaklanmaları, özgürlük ifadelerini ve köklü değişim olacağını baştan işaret ediyordu. Çokça da bu durumlara, senenin genel konusu dahilinde şahit olduk. Geçen bu seneyi değerlendirmeden bir çırpıda bitirmek ve bir an önce geride bırakma telaşında olanlar işte o eşik noktasındalar. Geçmişin muhakemesini yapmadan, geldiğiniz yola dair ne kadar sadık, dürüst ve genişleyerek geldiğinizi değerlendirmeden ve uyanış denilen o farkındalık kapısından geçmeden yeni dünyanın giriş kapısında bekleme halinde olacaklar. Yüzleşmekten kaçınmadan, en çok kendimize dürüst olarak bir arınma zamanı. Bu hem toplumsal anlamda, hem de en küçük, çekirdek ailemizde ve özde; kendimizden başlayarak bir arınma. Tüm ağırlıkları, fayda etmeyen eşyaları, yürümeyen ilişkileri, süresi dolmuş olayları, ilerlemeyen projeleri farkedip onların muhakemesini yapma ve en hafif halimizle o eşikten geçme zamanı. İşte bu yeniayın ve güneş tutulmasının bir mesajı bize tam olarak bu. Oyalanmamamız için bizi destekliyor.


Tüm dünyada etkili olan gündemlerin etkisinde kalmamızın yanı sıra, aslında evlere kapanmamız, yuvamızla, ailemizle ve en önemlisi kendimizle olan ilişkimize bu yüzleşmeyi yapabilmemiz için fırsat sundu. En çekirdekte olan değişim, dalga dalga yayılarak genişleyecek. Köklü değişim bir anlamda bunu da kapsamaktadır. Bazı ifadeler çok ürkütücü gibi gelebiliyor bazen, kökten değişim, yıkılış, salgın, karantina vb. Ama artık biliyoruz, içinden geçiyoruz, tanıyoruz, davranış biçimi geliştiriyoruz, ve belki bir noktada da alışabiliyoruz.

Ayın 21'inde gerçekleşecek olan "Büyük Kavuşum" ile birlikte yepyeni bir çağın kapılarının açıldığı konuşuluyor. Bu hafta başındaki yeniayın da artık bu yoldan dönüş olmayan yeni olana giriş adımı olduğunu görmek gerekiyor. Eskide kalıp devam etmek gibi bir seçenek yok. Kendimizi korumak, barınmak veya alanımızı işaret etmek adına ördüğümüz duvarlar şimdi neyi görmeyi engelliyor, o duvarları çok mu yüksek ve kalın ördük acaba? Ötesine bakmanın, yeni pencereler açmanın ve kendi alanımızı genişletmenin zamanı. Tüm olasılıkların genişleyerek açılacağı zamana doğru giderken, kendimize de bu soruları sorabiliriz. Duvarın ardındaki cennet bahçesini görmemizi engelleyen, ışığı kapatan, gölge tarafta neler var? Ayın, güneşin ışığını kapatarak tutulması gibi, güneş aslında oradayken göremediğimiz o an gibi, perdeleri indirip, duvarları yıkma zamanı. Bu şekilde işte yeniyi yapılandırmak mümkün olacak. En çok korkutan, alışık olduğumuz alandan, o konfor alanındaki sıcacık yatağımızdan çıkmak. Ama güneşin önündeki karanlık kenara çekiliyor, ve bizi ateşlemek üzere hayata davet ediyor.


Ay, tamamen duygularımız, sezgilerimiz ve yin yanımızın enerjisini taşımaktadır. Astrolojide; aynı zamanda ihtiyaçlarımızı ve arzularımızı da temsil etmektedir. Güneş ise, tamamen biz olan, özbenlik gezegeni olarak geçmektedir. Başrol oyuncusunu işaret etmektedir. Özetlersek; duygularımızla, arzularımızla ve ihtiyaçlarımızla yüzleştik ve yeni olan başrol oyuncusuna sahneyi verdik. Özümüzü görme, ve kendimizin görülme zamanı. Bu yeni zamana bizim katkımız, sunacağımız neler olabilir şeklinde düşünmek için bu günler. Tutulma aynı zamanda bunu da söylüyor. Etkisi yaklaşık 6 ay sürecek bu tutulmanın. Hemen bugün yapamadık diye üzülmeyin. Sadece adım atarak başlayın.

İçsel yüzleşme, yeniye adım atma ve görünür olmak adına hazırlık zamanı için, kendinizle kalmak, kalp atışınızı dinlemek, en merkezden başlamak için...Keyifli bir müzik, güzel bir çay, sevdiğiniz bir koku (günlük reçinesi veya misk adaçayı olabilir), sizi destekleyen kristallerinizle bir an ve biraz zaman...


Büyük Kavuşum okuması için haftaya görüşmek üzere.

 
 
 

Comments


bottom of page