Dolunay | ♈︎ | 9 Ekim 2022 | 16°

Halat çekme yarışında; bir ucu Güneş ve Venüs tutarken, diğer ucu Ay ve Chiron tutmaktadır. Jüride Uranüs bulunmakta ve sessizce izlemektedir. Dışarıdan sessizce izliyormuş gibi görünse de; aslında Ay ve Güneş’e çok özel mesajlar göndermektedir. Malum Uranüs’ün, sıradışı bir yöntemi mutlaka vardır. Oyunun kazananı veya kaybedeni olmayacak, sadece göstermeye çabaladıkları sahneler vermeye çalıştıkları mesajlar olacaktır.

Koç dolunayı, tutulmalardan önceki son dolunay olup aynı zamanda, zodyağın ilk burcunda gerçekleşen ve oldukça güçlü göksel, kadersel ve ilişkisel etkileri beraberinde getiren bir dolunay. Güneş’in, Venüs ile beraber Terazi Burcu’nda olduğu bu dolunayın ana teması, İLİŞKİLER. Alt gündem başlıklarına bakıldığında, ilişkilerdeki küskünlükler, fedakarlıklar, dişil enerjinin dengesini bozan özveriler, defalarca aynı noktaya gelip gelip hala sonlandırılmayan durumlar ve duygular. Dişil enerji derken, burada kadından değil; hem erkek bedende hem de kadın bedende varolan enerji formundan bahsedilmektedir. Alan enerji biçimidir dişil; yaratım enerjisidir, içedönük olan, kapalı, karanlık, görünmeyen Ay enerjisidir, yin enerjidir, doğada kış mevsimini sembolize eden karanlık alandır. Bir ilişkide, erkeğin de o ilişkiye çok fazla verip de alamayarak dengesini kaybettiği, kendi içindeki su elementinin; duygu dünyasının kabardığı, taştığı, bulandığı veya kuruduğu tüm deneyimleri içermektedir. Aynı denge bozulması kadın için de geçerlidir. Dolayısıyla, tutulma enerjisinden geçmeden önce, bitmesi gereken ilişkiler, ilişki içindeki davranış biçimleri, aynı kısır döngüdeki duygu-düşünce-tepki durumları veya iyileşmeyen yaralı yanların görmezden gelinmesi gibi konuların hepsi kendi hızında dönüşecek, sonlanacak, ve kişileri, ilişkileri çok daha sıkıştırmaya başlayacaktır. Pireyi deve yapmak veya pire için yorgan yakmak…Bu konsepte sahip ilişkiler için; alma-verme dengesini bozan ilişkiler için; yalan, aldatma, kandırma ve çok maskeli ilişkiler için çok net bir yol ayrımına gelinmektedir. Kendi içindeki gücü ve potansiyeli keşfedememiş olan dişil enerjinin, eril karşısında artık yas tutma süresi dolmuştur. Artık dişil enerjinin (kadın erkek formundan bağımsız) kendi gücünü içinde uyandırmak zorunda kalacağı, yeni bir düzene ve bilmediği bir alana geçiş yapacağı, her ne oluyorsa artık zamanı geldiği ve olması gerektiği için olduğunu idrak etmek zorunda kalacağı bir zaman kapısında durmaktadır. Bundan önceki kadersel zamanlarda, adım atmaya başlayanlar ise; ektikleri tohumların büyüyüp çiçek açtığını göreceklerdir. Bahsedilen ilişki, aile içi ilişkiler, sosyal ilişkiler, ikili ilişkiler ve kariyer alanındaki iş ilişkileri; patron-çalışan, müşteri-hizmet veren, elindeki gücün para olduğunu zanneden-kendindeki değerin farkında olmayan, emeğin karşılığını vermeyen-hakettiğini alamayan vb. ilişkiler için geçerlidir.

Gökyüzündeki gezegenlerin, dolunay anındaki açıları ve yerleşimleri; bir şeylerin altüst olacağını işaret etmektedir. Altüst olmak, olumsuz anlamda bir ayrılık veya yıkım olarak görülmemelidir ki; bazen kişilerin söyleyemediği sözler, atamadığı adımlar, görüneni görmezden gelme halleri veya kısır döngülerde sıkışıp kaldıkları durumlara sistem tarafından uzatılan bir el, yeni bir yapılandırma için sahanın hazırlığı ve oldurmak için öldürmek şeklinde bakılmalıdır. Sistem diyor ki kısaca; “Sen bırakamadıysan hala, ben elinden alıp seni özgürleştiriyorum.” Koç enerjisi, işte tam da bu şekilde devreye giriyor. Sonraki adımı planlamadan sadece yapmak, eyleme geçmek ve harekette olmak üzerine kollektifi etkileyecek. Bu yüzden sert ve zorlu olacak. Balık dolunayı’nda daha uyumlu, ılımlı ve bilinçaltına daha nazikçe bakılan zaman geçen aydı, geçti. Kişilerin aslında olmadığı gibi davrandıkları, söyledikleri yalanlar, aldatmalar ve dilin ucuna gelip bugüne kadar söyleyemediklerinin dökülebileceği etkiler de yaşanacaktır.

Sadece karşı tarafın, her şeyden sorumlu olduğu bir ilişki aydınlanmasından bahsetmek doğru olmayacaktır. Kişinin, kendisine adil davranmadığı, kendi dişil-eril dengesini bozduğu veya birbirini görmez hale getirdiği, güneşini gölgelediği, özünü gizlediği, öz-şefkati unuttuğu durumların da şifalanacağı, sistem tarafından destekleneceği, kadersel ve karmik enerjilerin içinden geçeceği bir zaman olacaktır. Koç Burcu oyalanmaz, dolandırmaz, bekletmez, ağırdan almaz. Işte tam da bu mizaçta akacak bazı olaylar.

Tüm bunlar olurken, yaraların su yüzüne çıkması da; yaralı şifacı Chiron’un geri hareketindeyken, dolunaya eşlik etmesinden kaynaklanmaktadır. Ruhtaki yaraları iyileştirecek olan herhangi bir ürün veya fotoğraf filtresi değil, sadece kişinin kendisi olacaktır, demeye çalışan Chiron, aynı zamanda kadersel düğümlerle gerilim yaratan bir ilişki içerisindedir. Dolayısıyla, bilinçdışına itilmiş; ancak kişiyi ruhsal olarak büyütecek olan mesajı net olarak farkedilememektedir. Tam da bu noktada, Plüto’nun göstereceği yol ayrımları haritanın ipucu olacaktır. yeniye yer açmak için gelen sonlar...