Bitkilerin Gizemi
- ebruarkut
- Jul 26, 2020
- 3 min read
Herkese merhaba.
Bitki Zekası" kitabında Stefano ve Alessandra, bitkilerin gayet zeki ve birbiriyle iletişim kurabildiği bir gezegen hayal edin. Bunun için çok uzağa gitmenize gerek yok. Dünyaya hoşgeldiniz." diye özetliyorlar bitkilerin dünyasını. Biz de bakacak olursak, binlerce yıldır, yeryüzünde, barınma, beslenme, giyinme, ulaşım, tedavi ve lezzet alanında bitkilerden faydalanmaktayız. Bu alanda yazmak, okumak, araştırmak, dinlemek için çok fazla kaynak var. Eğitimler, üniversitelerde bölümler, sertifika programları ve atölyeler de keza çok sayıda karşımıza çıkabilmekte. Hepsi muhteşem, şahane kaynaklar.
Ama hepsinden önce sadece bakmakla başlayabiliriz. Bitkiye bakmaktan bahsediyorum. İlgilenmek anlamında değil de gözümüzle bakmak ve onu izlemek anlamında. Bir bitkiye, ağaca bakıp da onun duruşunu, hareketlerini, toprakla veya güneşle, suyla ilişkisini izlemeye başladığınızda zaten size birşeyler söylemeye başlıyor.
İşte benim ahkam kesmem bu konuda, biraz da bundan. onları uzun uzun izleyip dinlememden. Sonrasında da büyütmeye, yetiştirmeye ve herşeyine rağmen vazgeçmeden devam edebilmeye cesaretim geldi. Sonrasında da genişleyerek büyüyen bir yol açıldı önümde.

Bir yola çıktım. Toprak bir patikaydı, engebeli, yer yer çukurlar, arada dikkatim dağınıkken takıldığım ağaç kökleri, zaman zaman da sanki, “Çok yoruldun, az dinlen haydi.” dercesine yumuşacık, ılık, ayaklarımı kavrayan kumlu bir yoldu.
Yol üstünde otlar, bitkiler, yabaniler, az vahşi, çokça gizemli bir doğa vardı. Kokularıyla ve hayat duruşlarıyla dikkatimi çekmeyi başardılar. “Nihayet duydun.” diye fısıldayarak beni dünyalarına davet ettiler.
Yepyeni bir yol açıldı önümde, içine adım atmadan duramadım. Hafif bir rüzgarla beni selamlayıp araladılar perdeyi, paylaştılar gizemlerini.
Ve ben az geçilen yolu seçtim.
Hikaye bu şekilde başlıyor. Seçtiğim yolu başkalarıyla paylaşmak, sanki fotoğraf albümümü çıkarıp göstermek gibi heyecan veriyor bana. "Bakın bu yağmur ormanlarında dev boylara kadar büyüyen monsterayı alıp saksımıza koyduğumuzda, atasından bize aktardığı yaşamı için ihtiyacı olan bilgiyle ona bakarsak, inanın olacak, belki biraz adapte olması için zamana, sizin de sabra ihtiyacınız vardır." diye anlatarak ve yoluma dahil olanlarla zenginleşerek önümde uzuyor gidiyor bu yol.
Bazı kokular neden çok hoşumuza gider veya tam tersi bazı kokulara tahammülümüz yoktur. Her yemekte olmazsa olmaz baharatımız neden hep o baharat hiç bu şekilde düşündük mü? Baharat veya çay dediğimiz o bitki peki nasıl bir serüvenden geçerek soframıza geliyor?
Binlerce yıldır insanlar, yaşamlarında bitkileri baharat, çay, güzel koku, tütsü olarak; şifa için, kutsamak veya sadece keyif alıp iyi hissetmek için kullanıyorlar. Bunu zaten yazının başında da söyledim. Ama bir farkındalık yaratmak, üstü örtülü yerleri açmak, unutulmuş bir kitabı karıştırmak veya sadece güzel kokular içinde mest olmak için ve tam da bu niyetle bir atölye tasarladım ve hazırladım. Bu atölyenin içeriği, kurgusu hatta belki yeri ve günü bile çok uzun zaman önceden hazırlanmıştı.

Dün -25Temmuz- Nefes-i Hızır'ın Mecidiyeköy'deki merkezinde buluştuk. “Bitkilere bakamıyorum.” sözünü dönüştürmek ve artık onları görebilmek için bitkilerin gizemli dünyasına adım attık. Bana fısıldadıklarını paylaştım, hikayelerini anlattım. Şifalı ot karışımları hazırladık beraberce, çemberin içinde, masanın başında. Yaşadığımız mekanlara ve bedenimize, kalbimize ve hayatımıza ve çevremize yayarak bu titreşimi çok güzel bir şey yaptık beraberce.
Buraya da bir tarif bırakıyorum. Gönlünüzden geldiği gibi. Şifa olsun
AŞK Titreşimli Tuz Çanağı
Malzemeler:
Kurutulmuş nane
Kurutulmuş gül goncası
Karanfil taneleri
Kaya tuzu, Himalaya tuzu, koşer tuzu – iri taneli
Uçucu yağlar- paçuli, ylang ylang
Çanak veya kavanoz
Gül kuvarsı– isteğe bağlı
Karışım:
Çanağın içine bir miktar tuz koyun. Uçucu yağlardan 3er damla ekleyin. Üzerine birkaç tutam kurutulmuş nane ve gül goncası ekleyip tuzu karıştırın. En son üzerine karanfil tanelerini koyun (karıştırmayın) Karanfil kokusunun çıkması için çok az dövebilirisniz. Karışım hazır olduğunda üzerine dileğinizi veya niyetinizi üfleyin. Dilerseniz evinizde bir köşede bulundurun veya ılık suya ekleyip ayak banyosu yapın. Böylece bedeninizi de topraklayabilirsiniz.
Unutmadan: Malzemelerin hepsine, topraktan evinize kadar geçen tüm yolculuklarında her ne olmuş olursa olsun, varlıklarına teşekkür edin, yola dahil olan herkese ve herşeye şükredin, Toprak Anaya, güneşe, suya, aya, havaya ve tüm yaşam enerjilerine ve kaynağa. Şifa olsun.
Comments